Ailemin kutu kutu hayatları var bu blogda. Keyif aldığımız yemek, gezi, kitap, annelik... hakkında herşeyden biraz.

18 Temmuz 2012 Çarşamba

10 Temmuz 2012 - okullu oldu!


2 yaşından sonra Can'a ev dar gelmeye başladı. Ayşe Ablasıyla her parka gidişinde parkın ne kadar küçük olduğu önemli değil, yaklaşık 2 saat sallanarak, diğer çocukların oyuncaklarıyla oynayarak, çocukların isimlerini öğrenerek geçiriyor. 2 saat geçirmesine rağmen, Ayşe Ablası zorla eve döndürebildiğini söylüyor. Böylece Eylül'ü beklemeden araya tatil de girse yarım günlük bir oyun grubuna başlatmaya karar verdik.

Anaokulu yöneticisi de çocukların hep Eylül'de başladığı, dolayısıyla Ekim-Kasım'da hastalıkların yoğun olduğu dönemde ilk kez tanıştıkları mikroplara yenik düştüklerini, yazın başlayarak erkenden hem ortama, hem mikroplara alışmaya başlamasının faydalı olduğunu söyleyince, bizi tavladı. Düğünümüzü ve yıldönümü kutlamalarımızı bile Anadoluhisarı'nda yapan bir çift olarak Can'ın anaokulunu bizim sitede seçmemiz şaşırtıcı olmamalı.

Can, geçtiğimiz haftadan başlayarak  haftada 2 yarım gün oyun grubuna başladı. İlk gün Ayşe ablası ve ben ondan daha heyecanlı olduğumuzu belli ederek, haydi bugün başka parka gidiyoruz diyip anaokuluna götürdük. 2,5 saat anaokulunun bahçesinde arkadaşlarıyla ve öğretmeniyle oynarken onun bizi göremeyeceği şekilde neler yaptığını izledik. Bahçeye bırakıp veda bile etmeden çıktığımız andan itiberen annem ve ablam nerede diye sadece bir kez kafasını çevirip etrafına baktı. O bakış bir arayışsa tabi! 2,5 saatlik araba kullanma, kitap okuma, şarkı söyleme, meyve yeme ve daha çok araba kullanma seansı sonunda Can'ı okuldan dışarı çıkarmakta zorlandık. Ayşeyle Can'ı izlerken arada kıskıs güldük. Biraz daha büyük çocuklar arabayla kandırıp bizimkini büyük arabadan indirmeye ikna etmeye çalışırken, bizimki küçük araba yanında büyük arabayı da alarak arkasını dönüp giderken çok da kolay itilip kakılmayacağına biraz ikna oldum.

Şimdiye kadar 3 kez okula gitti.  Müdür'ün ilk gün sonrası Canla ilgili gözlemi çok sosyal ve pozitif olduğu, düzgün konuştuğu (herhalde kendi çapında:) ve haftada 3 gün rahatlıkla okula devam edebileceğiydi. Bu yorumları kaç anne-babaya daha yapıyorlar bilemiyorum ama Can'ın bu denli rahat olması nedeniyle çok şanslı olduğumuzu da ekledi. Biz de doğal olarak en azından okula başlama seansının beklediğimizden kolay olması nedeniyle rahatladık. Öğretmenler için en zorlu taraf alt değiştirme kısmı olmuş. Oysa ben ilk gün bizimki altını değiştirtmez diye uyarmıştım. Tatilde altını değiştirmek için neler çektiğimizi biz biliriz. Yatmaya ancak ilgi çekici bir konu veya obje yardımıyla ikna edilebilir. Bunu da her zaman bulmak mümkün değil.

İlk okul günü sonrası Manisi ziyaretine gelmiş ve gün içinde parka gidip gitmediğini sormuş. Can "Parka gittim, ama evdi" diye cevap vermiş. Nasıl da düz ve doğru bir mantıkla ifade etmiş.

Can olsa "başkaaaaaaa.." diyip devam ederdi. Başka... anlatacak uzun bir Norveç tatilimiz ve Can'ın bol bol aksiyonu var. Ama onu başka zamana erteleyelim.

Bizimki her geçen gün farklı kelimelerle, daha düzgün konuşuyor. Dün girişteki dresuarı nasıl becerdiyse düşürmüş. Allahtan ona bir şey olmamış. Bu arada üzerindeki kase tuzla buz olmuş. Can başından geçenleri telefonda anlattı: "Bir dolap vardı, düştü.Üstünde bir tabak vardı,düştü, kırıldı. Ayşe aba süpürgeyi aldı, süpürdü, temiz oldu. Ben koktum..." Daha net aktarılabilir mi?! Böyle anlarda farkında olmadan Kaanla gözlerimiz buluşuyor ve birbirimizin gözlerindeki şaşkınlığa hak veriyoruz.

Bu aralar, anne demek yok. Şimdiye kadar tüm aile fertlerinin isimlerini rahatlıkla söyledi. En son benim adımı söylediği için başarısını kutluyor belki de. İmmet(Hikmet) dedem ve Südo(Süleyman) dedem diye dedelerinin isimlerini bile kendince söylüyordu ama ortada benim esamem yoktu. Son haftalarda ise aşağı Senem, yukarı Senem, sanki karşı apartmanda oturan aradaşına seslenir gibi: "Şeeeneeeem, geee..."

"Caniiiiim" diyince, eve geldiğimde koşarak boynuma sarılınca eriyorum. Anne olmak ne kadar güzel bir şeymiş. Konuşmaya başlaması da ayrı bir güzellikmiş.

Okullu ve biberonlu 


İlk okul gününde gözükmeden çekimler


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder