Ailemin kutu kutu hayatları var bu blogda. Keyif aldığımız yemek, gezi, kitap, annelik... hakkında herşeyden biraz.

15 Şubat 2013 Cuma

Hamileyim, iliklerime kadar

Son haftalar mutfakta tadilat, boya-badana, işte ise işleri yetiştirmeye çalışma telaşı içinde hızlı geçti. 10 gün kadar evden uzakta kaldık. Ama sonunda evdeyiz, mutluyuz. 34. haftanın bitişiyle artık geri sayıma başlamak istiyorum. Henüz doğuma hazır hissetmediğim için biraz işten uzakta kendimle vakit geçirmek istiyorum. Bu hafta işten ayrılmayı planlamıştım ama bitmeyen işlerden gelecek haftaya kaldı.

29. haftadan itibaren hamileliğimin seyrinde değişikliklikler oldu. Detay ultrason sırasında bebeğe giden sol kanalda bir sorun ("notch") tespit edilmişti. Bu nedenle, bebeğin beslenmesinin ve büyümesinin yakından takip edilmesi istenmişti. Can'a hamileliğimde de aynı teşhis vardı ve büyümesinde hiçbir sorunla karşılaşmamıştık. Ancak, bu kez 29. haftadan itibaren bebeğin büyümesinde yavaşlama ve olması gereken haftayla içinde bulunduğu hafta arasında 1,5-2 haftalık fark olduğu görüldü. Böylece, doktor daha sık kontrollerle -2 haftada bir- bebişkoyu takip etmek istedi. Tavsiyesi bol protein, karbonhidrat, kilo aldırıcı yiyecekler ve istirahat ile bebeğin kilo alımını hızlandırmak oldu. Senaryolar arasında farkın 3 haftaya çıkması durumunda bebeğin alınması ve dışarıda beslenmesinin sağlanması bulunuyor. Bu nedenle, son 1 ayda 4 kilo aldım. Kendimi hızlı kilo alımından balina gibi hissediyorum. Ama küçük hanım hala minimum düzeylerde büyüyebiliyor.  34. hafta akciğer gelişiminin tamamlanması önemli bir gelişme. 33. haftasında 1,770 gr olmuş. Bir sorun olmadan son haftalardaki hızla büyürse bile 2,5 kilo civarına ancak gelebilecek gibi gözüküyor. Bebeğin 2,5 kilonun altında olması durumunda doğum travması (bebeğin doğum sırasında zarar görmesi ihtimali) nedeniyle doğal doğum yapılması tavsiye edilmiyor.

İnsan herşeyin rutin gitmesini beklerken ve buna kendini hazırlarken haliyle canı sıkılıyor. Son haftalar bir yandan koşuşturmalar arasında bu duruma alışmaya çalışmakla geçiyor. Akşamları ayaklarım şişiyor ve otururken, yatarken bile rahat edemiyorum. Tuvalet sıklığım jet hızında. Kısaca, kendimi özellikle akşamları iliklerime kadar hamile hissediyorum. Akşamları Can'a vakit ayırmak isteyince, her ne kadar Kaan sürekli destek olsa da uyku saati ritüelleri, gece uyanmaları, evin toparlanması sonrası yorgun hissediyorum. Bu nedenle de işten planladığımdan erken ayrılmak istedim. Ama Cuma günü itibariyle henüz başarılı olamadım:)

Neyse iyi tarafından bakarsak işlerimi toparlıyorum, evde tadilat bitti ve eve döndük. Kaan yeni işine başladı, adapte oluyor. Birkaç haftaya bebeğin odası oturmuş olur. Daha da güzeli Can kardeşinden bahsediyor. Okuduğumuz kardeş konulu kitaplar sonrası eve bir bebek geleceğini idrak etmiş gibi gözüküyor. Okuduğu kitaptan etkilenmiş; Kardeşi Can'a tam olarak abi diyemeyeceği için "apii, apiii" diyecekmiş.

Hergün görmemize rağmen her sabah gözmüze daha da büyümüş geliyor. Mantıklı cevapları sonrası şaşkınlık içinde Kaanla bakışırken buluyoruz. Can, canımız. Şimdi en küçük canımızı bekliyoruz.