Ailemin kutu kutu hayatları var bu blogda. Keyif aldığımız yemek, gezi, kitap, annelik... hakkında herşeyden biraz.

23 Mayıs 2011 Pazartesi

1. yaşgünü hatırası

İlk yaşgünü, büyük gün, koca bir yıl geçmiş! Yeni anne-babaların heyecanını şimdi daha iyi anlıyorum.

Öğleden sonra Can'ı önce uyutmak için, sonra da pastayı kesmek için uyanmasını beklememiz gerekti. Babamın bu pasta böyle durmaya devam edecek mi deyişine aldırmadan herkes Zuzucan'ı bekledi. İlk doğumgünü için anneanne ve dede Ankara'dan koşarak geldiler. Akrabalarımız, arkadaşlarımız bizi yalnız bırakmadı, çok sevindik.

Tüm aile ve yakın arkadaşlarımız pasta başındaki Can'a merakla bakarken, Can'ın şaşkınlıkla herkesi seyredişi, kocaman renkli bir pasta ve hemen dokunmalıyım hissi, sonra birden mumun yanışı, şaşkınlıkla bakarken bir alkış kopması, alkışa uyum sağlamak için bir çaba, etrafta çakan flaşlar...

Ege ve Mert'in ipoda telefon muamelesi yapması, Can'ın kuzenleriyle sarmaş dolaş olması, her yaptıklarını hayranlıkla izleyip onlara yetişmeye çalışması, Bebek İrem'in ziyarete gelmesi, Can'ın yeni arkadaşları Efe ve Alp'in daha annelerinin karnındayken bizi kutlamaya gelmeleri... İşte Can'ın doğumgünü.

Bizimle olan herkese çok çok teşekkürler!




Yürüyooor!

Can yürüyooor!

Bundan 3 gün önce yani geçtiğimiz Cuma günü, Can'ın yürüdüğü haberiyle ilgili bayağı bir telefon trafiği yaşadık. Sonunda birinci yaşını doldurmuş küçük beyimiz, ellerini koltuktan ayırıp salona doğru 5-6 adım atmış. Bu habere biz heyecanla ve merakla, anneannesi ise mutluluktan çığlık atarak karşılık verdi.

Düşe kalka ilerlediği bu dönemde onu çok korkutmamaya, yürürken de düşerken de kendimizi tutup çok heyecanlandırmamaya çalışıyoruz. En çok sevdiği şey önce ellerini bırakıp olduğu yerde el çırpmak, sonra dengesinden emin olunca hızlıca koşup karşısındakinin kucağına düşmek. Şimdi gözümde canlandı. Bir an önce eve gitmek istiyorum!

12 Mayıs 2011 Perşembe

Can 1 yaşında

Can, yarın 1 yaşını dolduracak. Sanki yıllardır birlikteymişiz gibi hissediyoruz. 1 yaşını doldurmadan önce son haftalardaki önemli ayrıntıları kaydetmek istedim.
- 2 haftadır ayakta kendi başına durabiliyor. Bir sabah işe gitmek için hazırlanırken, aynanın karşısına geçmiş elleri havada kendisini gururla seyrederken bulduk. Artık tek elinden tutup yanyana yürüyebiliyoruz:)
- Bu aralar Dada ve Adda en sevdiğimiz sesler. Ama aylardır ağzımızdan düşürmediğimiz "Disss" ve "Püff" de eksik olmuyor,
- Hala en küçük huysuzlukta "dişten mi acaba?" cümlesini kurmaya devam ediyoruz. Ama yine de 2 dişi ona çok yakışıyor.
- Can, asla yemeği reddedip bizi kırmıyor. Ama doyduğunda veya istemediğinde hiçbir şey olmamış gibi hepsini ağzından çıkarıveriyor. "Devam ederseniz sonucuna katlanın" mesajını alıp pes ediyoruz:)
- Çocuk görünce bakmaktan, gülümsemekten kendini alamıyor.

Tam bir yıl önce bu saatlerde Can karnımda uykuya dalıyordum...

Yeni bebekler

Bu sene de bebekler gelmeye devam ediyor! Dört gözle bekliyorum. Canım arkadaşımın bir kızı oldu. Ben hala göremedim ama merakla Ankara'ya gitmeyi umuyorum.
Hamile günlerimi hatırlayınca yüzümde bir gülümseme oluşuyor ve bir kez daha heyecanlanıyorum. Girdiğim mağazalarda bebek kıyafetlerini almamak için kendimi zor tutuyorum. 10. ay sonrası bebeklik kalmıyor.

Pastamız Burçin Birdane'nin sitesinde de yerini aldı



Alp'i heyecanla beklerken Şehri'ye sürpriz bir parti yaptık. Anne de, ev sahibemiz de, pasta da, hediyeler de çok güzeldi. Bekleyişimizi bloga kaydetmeden geçemezdim...