Ailemin kutu kutu hayatları var bu blogda. Keyif aldığımız yemek, gezi, kitap, annelik... hakkında herşeyden biraz.

19 Mart 2013 Salı

Bebek odaları için fikirler - kuşevleri, sarılar, griler...

Küçük Hanım'ın odasından
 
Kuşları seviyorum. Benim için özgürlük, sevgi ve hayal gücünü temsil ediyor. Kızım olursa odasında kuşevleri ve kuşların olacağına karar vermiştim. Ve pembe bir oda olmayacağına da. Duvarı için kuşevlerini seçip istediğim desenlerde ve renklerde boyattım. Rengarenk yapıştırma kuşlar ve renkli perdemizle içinde sarılar, yeşiller, maviler olan odamız hazır.  Gecikmeli tamamlayabildik ama Küçük Hanım çok hareketli olmasına rağmen, çıkmak için sabırlı olduğu için sorun olmadı. Aşağıda da beğendiğim kuşevlerinden, bebek odalarından seçmeler:

 
 
 
 

Kız ya da erkek son dönemde gri ve sarı kombinasyonu odaları çok beğeniyordum. Yerimizin dar olması, içinde hali hazırda başka eşyalar olması ve bol kirişli duvarlarımız nedeniyle gri duvarlardan çekindim ama aşağıdaki gri ve sarı kombinasyonlu odalar benim ilgimi çekmişti. Mavileri ve pembeleri tercih etmeyenlere ilham verebilir:

 



  

15 Mart 2013 Cuma

9 aylık hamile ne demek ?


Hamileyken haftalarla konuşmaya alıştığınız için kaç aylık hamilesiniz sorusunu cevaplarken duraksıyorsunuz. Ama son haftalara geldiğinizde artık cevaplarken duraksayacak bir şey kalmıyor. 

Son haftalarda şöyle hissediyorum:
- Sabah enerjik kalkıyorum ama akşam 9'da pilim bitmiş oluyor.
- Beni güzel uykumdan uyandırabilen tek şey gecede 3-4 defa tuvalet molası.
- Gün içinde en mutlu olduğum an tuvaletten çıktığım, en mutsuz an ise tuvalete yürüme çabasında olduğum o an olmalı:) Sanki saatlerdir tuvalete gitmiyormuşum ve tuvalete yetişemeyecekmişim hissiyle yürüyemiyorum. Daha doğrusu klasik penguen hamile yürüyüşüyle 2 yana sallanarak karnımı tutarak endişeli bir şekilde yürürken, dışarıdan ne kadar komik gözüktüğümü düşünüyorum.
- Küçük kuşumuzun az kilo alması nedeniyle yemek yemediğim/ yiyemediğim dakikalarda hissettiğim suçluluk.
- Akşamları ayaklarıma, ayak bileklerime ve bacaklarıma bakıp, bu Fred Çakmaktaş ayakları benim mi sorusunu soruyorum.  Bebeğin büyümesiyle kan dolaşımı yavaşladığı için çorap izinin tamamen silinmesi saatler sürebiliyor.
- Fotoğraflardaki yüzüme bakıp, bu ben miyim diye soruyorum. 2. hamilelikte herkes ne kadar az fotoğraf çekildiğini söyler ve bebeğin ne kadar az fotoğrafı olduğundan. Bizde de durum böyle olunca profesyonel fotoğraf çektirmeye karar verdim. Pazartesi günü fotoğraf çekimi sırasında bu çekim daha erken olmalıydı diye düşünmeden edemedim. 9 aylık hamile için fotoğraf çektirmek için bile olsa farklı pozisyonlarda olmak yorucu olabiliyormuş. Bir de nasıl göründüğümü merak ediyorum.
- En ufak ağrı, sancı acaba bugün büyük gün mü diye şüphe uyandırıyor.
- Günün en önemli işleri arasında yatakta bir taraftan bir tarafa dönmek ve rahat pozisyonu bulmak geliyor.
- Birkaç saat telefonunuz ulaşılamaz olunca veya planlanandan geç bir yere ulaşırsanız herkes (en çok da anneniz) doğurduğunuzu düşünmeye başlıyor.
- Karnınızı oturduğunuzda tabak koymak için kullanabiliyorsunuz...

Son haftalarda hep yapılacaklar listem uzayıp gidiyordu. Evdeki eksiklerin birkaç gün önce tamamlanmasıyla Can'ı okula getirip götürme ve ufak alışverişler dışında koşturma tamamlandı. Can, her gün (yarım gün) okula gitmeye başladı ve rahatlıkla okul kapısında içeri giriyor (masaya vuruyorum). Hatta okuldan çıkması kimi zaman zor olabiliyor.

Oyuncakçıda belki kardeşinin ona bir oyuncak getirebileceğini söylediğimde, "ama İdil alamaz ki..." diye mutsuzlukla bana baktı. Küçük kardeşin gelirken oyuncak getirmesine gerçekten çocuklar inanıyorlar mı bilemiyorum ama bizimki daha 3 yaşına gelmeden sorgulamaya başladı:)

Bebek odaları, çocuk odaları için balonlar ve ponponlar...

Etsy- AContinualFeast
Oğlanlara sıcak hava balonları, kızlar için ise kuşlar ve kuşevleri benim favorim. Çocuk ve bebek odalarında sıcak hava balonları için kumaş, dönence, duvar kağıdı, resimleri içeren sonsuz seçenek var. Bebek odası için gezintilerim sırasında yine Apartment therapy, Etsy, Pinterest'de beğendiklerimden bazılarını buraya ekledim. Kimbilir belki günün birinde yine bulmam gerekir:
Casadeco wallpaper
Casadeco  Louise et Tom wallpaper collection

Etsy- Belle and Boo

Etsy-Lovely Symphony

Etsy-Felt loved
 
daisyandbumpnurseryart
Kumaşlar Etsy -himenana
Bebek ve çocuk odalarında karnaval havası estiren diğer bir dekorasyon unsuru olarak ponponları ve fenerleri uzun süredir gözüme kestirmiştim. Önce hastane odasını şenlendirmek için, sonrasında da küçük hanımın odasında kullanmak üzere rengarenk ponponlar iyi fikir.
 



 
 


7 Mart 2013 Perşembe

Can'ın "Komet"i ve diğerleri

Can'ın garajı
Can'ın uzun süredir ağzından eksilmeyen bir kelimesi var. Kendi kendine uydurduğu konuşmaları zaten var. (Klinklin klanı k.... gibisinden:) Muhtemelen Kaanla aramızda anlaşılmamak için İngilizce konuştuğumuz için, o da kendince bir dil geliştirdi. Ama bu kelime; "Komet" aylardır sabit olarak değişik yerlerde kullanılıyor. Kendi kendine konuşurken duyuyorum:

- Hadi Komet'e gidelim...
- Bu arabanın Komet'i..
- Can bu ne? - Bu biiiir Komet....

Biz de o kadar alıştık ki arada cümle içinde kullanabiliyoruz.

Bir de en sevdiğim kelimelerinden bir tanesi: "Ko-ko-kocaman" yani koskocaman. Ko-ko-kocaman bir araba gördüm diye gözlerini açarak anlatmaya başlıyor.
Çok heyecanlı konuşurken, "ondan sonra..." diye cümleleri birbirine bağlamasına, sabahları uyandınca "anne, gelebilir misin, sabah oldu mu, yatağınıza gelebiliii miyim"lere devam etmesine bayılıyorum.

"İçeriye gidelim mi, ne dersin?" yine Can klasiği bir cümle.

H harfini de henüz bulamadık. Süt yarışında bağırırken duyuluyor: "Akeeeem Bey, ben bitiriyorum"
En çok da "Aaayııı(hayır), ayıııı, olamaz" diyor.

TV ve Arabalar:  Televizyon hayatına geç girdi. Hatta hala tam olarak girdi denemez. Haftada birkaç gün çizgifilm seyrediyor. İzlediğim çizgifilmler o kadar anlamsız ve değiştirmek isteyeceğim o kadar çok şey var ve her zaman da yanında olmadığım için minimumda izlemesini tercih ettim her zaman. Calloui en favori karakterim olduğu için onun DVD'sini aldım. bunun dışında Arabalar filminin karakterlerini ise kuzenlerinden takip ediyordu. Bir kez izlemesi Arabalar'ın müptelası olmasına yetti. Karakterlerden hiçbirini almamıza rağmen, kırmızı bir araba Şimşek, grisi Gizli Ajan, elindeki bir kamyonet Mater, evdeki treyler Mac olabiliyor. Ekmeğini adeta taştan çıkarıyor. Böylece kardeşinin gelirken Can'a güzel bir Arabalar seti getirmesine karar verdik. Hastane çantamla beraber unutmadan hediyeyi de hazırladık. Hiçbir oyuncak, hiçbir aktivite, arabalar kadar cezbedici değil.

Kardeş: Can kardeşi olacağını her ortamda ilan ediyor. Doktoru Can'a kardeşinin ismini ne koyacağını sorduğunda Can'ın cevabı netti. "Koyduk bile" Şimdilik kardeşinin çok küçük bir bebek olacağını, konuşamayacağını, yürüyemeyeceğini  ve ona nazik davranması gerektiğini biliyor.

Okul: Okula alışma süreci uzun sürdü. Doğum iznine ayrılıp da ben okula bırakmaya başlayınca teşhisi koyabildim. Müdür'ün söylediğine göre çok defa anne, baba, anneanne sendromu yaşamakla beraber dede sendromunu ilk kez yaşıyorlardı. Sabahları bir türlü birbirlerinden kopamamamaları, babamın Can'ı üzmemek istememesi ve Can'ın da bunun farketmesi ve işi biraz suistimale götürmesi sonucu babam uzun süredir anaokuluna devam ediyordu. Ben ilk gün öğretmenleriyle tanışıp gideceğimi, daha sonra ise günaydın dedikten sonra gideceğimi, annelerin babaların okula giremeyeceğini söyleyip uyguladım. Kapıdan tutarlı bir şekilde çıkınca ve bunun normal uygulama olduğunu anlayınca kabullendi gibi gözüküyor 3 günlük tecrübeme göre. Öğretmenleri Can'ın farkındalığının yüksek olduğunu söylüyorlar. Her yapılanı, her cümleyi net olarak algılıyor.

Haftasonu okula gidiyor musun sorusuna "bazen gidiyorum" diye cevap verdiğinde, Can'ın haftanın 3 günü okula gitmesinin çok da akıllıca olmadığını düşündüm. Bu durum da adaptasyonunu engelliyor olabilir. Bu hafta her gün götürmeyi deneyeceğim. (37. haftasında bir hamilenin giydirme, kahvaltı ettirme ve arabaya bindirme konusundaki performansına bağlı olarak...)

Bakıcı değişimi: İlk kez bir kaç gün önce yatılı bir ablamız oldu. Can evde akşamları da kalan fazladan birisinin olmasına tahminimden daha çabuk adapte oldu. En azından bizden çabuk olduğu kesin. Yine de tepkisiz değil. Fatoş bu hafta yeni ablayla evdeydi, Can da yarım gün okuldaydı. Dolayısıyla asıl adaptasyonu önümüzdeki hafta görebileceğiz. Yeni ablasına oyun arkadaşı, abla, evde anneye yardımcı desek de konuşurken ablanın "yeni bakıcı" olduğunu söylemesi çocukların 3 yaşına gelmeden her şeyi ne kadar net olarak algıladıklarının bir göstergesi.