Ailemin kutu kutu hayatları var bu blogda. Keyif aldığımız yemek, gezi, kitap, annelik... hakkında herşeyden biraz.

2 Ağustos 2012 Perşembe

Yine bir Alaçatı kaçamağı

Haftasonu yine bir Alaçatı kaçamağındaydık. Ama bu sefer çok çok önemli bir görevimiz vardı. Muhteşem bir deniz manzarasını seyrederek ve Çeşme rüzgarını hissederek Itırcanımızı evlendirdik. Karayip düğünleri esintilerini taşıyan romantik ortamda Türkiye'de olduğumuzu hemencecik hatırlatıveren denizde  deve güreşi yapan Türk gençlerine minnettarız.

Çok güzel bir düğün, çok güzel bir haftasonu, asla ısınmayan buz gibi deniz, dostlar, çetenin kızları, daha ne istenir. Bir de sanki İstanbul'da aç kalıyormuşuz gibi yine bol bol yedik. Dost Pide'de pide, beyti yedikten sonra sakızlı muhallebi yemediysen, hoop Reyhan'a. Sahilde midye dolma, mısır...

Canciniyi yine çok özledik, çok kulaklarını çınlattık. Tatilde İtalyanca, İspanyolca konuşmaya çalışan çocuklara karşılık Can'ın bozuntuya vermeden "Taamaaam" deyişi, Burcu ve Güneş sayesinde tatil sloganımız oldu.

Pazar akşamı hiç alışık olmadığım şekilde  benimle telefonda konuşurken dakikalarca hıçkıra hıçkıra ağlayıp, gelmemi istemesi bayağı moralimi bozdu. Haftasonu fazla yorulması, uyumaması, alışık olmadığı bir rutinle yaşaması nedeniyle biraz kırılgan olmasına verdik.

Geldiğimizde sanki 2 günde büyümüş, saçları uzamış, daha güzel cümleler kurmaya başlamıştı.
"Paka gittim veee.... trene bindim veee... Ege geldii veee ... " diye Can'ın haftasonunu bir de kendisinden dinledik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder