Ailemin kutu kutu hayatları var bu blogda. Keyif aldığımız yemek, gezi, kitap, annelik... hakkında herşeyden biraz.

11 Kasım 2010 Perşembe

Bayram ve sonrası

Bugün İstanbul'da çok güzel bir gündü. Bahardan kalma bir gün sanki. Bayram sonrası kışın geleceği konuşuluyor. Çok üzerinde konuşmak istemesem de kışın gelişi yanısıra Bayram sonrası doğum izni, süt izni, 2 ay ücretsiz izin...  bütün izinlerimi tüketmiş olarak işe geri dönüyorum. Zuzucan evde anneannesi ve bakıcısıyla olacak. Bakıcı arayışını erteleyerek, sonunda işe başlamama 3 hafta kala daha fazla erteleyemeyeceğimi farkettim (farkettirildim). Pek çok ajans telefonlarını topladım. Hani yabancı uyruklu veya Türk yatılı veya gündelik eleman bulduğunuz ajanslar. Hiç içimden gelmediği için hiçbirini aramamıştım ki, bir arkadaşımızın eski bakıcısıyla yollarımız birleşti. Umarım her şey yolunda gider. Sabah 7:30, akşam 7:30 arası Canla olacak. 7:30'da evde olur muyum?! Neyse...

Bu aralar ben,
Canla bol bol vakit geçirmek istiyorum, günde 100 küsür dakika süt sağıyorum, bu arada kitap okuyorum( aynı anda 4 kitap, hangisi duruma daha uygunsa:) , internette geziyorum, sürekli Pomplamoose dinliyorum.

Bu aralar Can,
Gece hiç uyanmadan deliksiz uyuyor, sebze çorbasını tüm mutfağa püskürtüyor, kak gibisinden öksürür gibi bağırıyor, yüzümü çiziyor, yemek yerken eğer istiyorsa kaşığın üstüne atlıyor, istemiyorsa belinden ters kıvrılıp yay gibi geriliyor, kucağımda hop hop hopluyor, ağzını kocaman açıp gülüyor(canım benim yaaaa), 6. ayını doldururken 69 cm ve 7,400 kg olmuş.

Bu arada daha İstanbul'da kış havasına girmemişken, Bayram'da Alplerde karla buluşacağımız için Can'a kalın bir şeyler almam gerekiyor. Şimdilik kuzuya Gap'den aşağıdaki palto tulumu (yoksa post mu desem) aldım.

Daha Canla yapmak istediğim, okumak istediğim, eve almak istediğim... çok şeyler vardı. Nasıl geçti bu 6 ay anlamadım. Nasıl geçtiği başka bir güne kalsın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder