Ailemin kutu kutu hayatları var bu blogda. Keyif aldığımız yemek, gezi, kitap, annelik... hakkında herşeyden biraz.

19 Ekim 2012 Cuma

2,5 yaşında ve yeniliklerle dolu

Son 1,5 ayda adapte olmamız gereken yenilikler arasında yazmaya vakit olmadı. Oysa aklımda Can'la bu yaptığımızı unutmamalıyım, bu söylediğini not almalıyım dediğim o kadar çok şey vardı ki. Bakalım hatırlayabilecek miyim...

Öncelikle yeni bakıcı ablasına alıştı. Yeni bakıcısıyla daha bir hafta önce tanışmış olmalarına  rağmen hemen yalnız kalabileceğini düşünmenin çok da doğru olmadığını ancak o sabah Can evden çıkmamıza izin vermediğinde anlayabildik. Neyse ki birkaç gün anneanne ve dedesi de evde olunca, yeni ablası ile olacağını kabullendi. Eski bakıcısından geçiş süreci de istediğim kadar uzun ve etkin olamadıysa da en azından 4-5 yarım gün Ayşe, yeni ablamızla kaldı. Ev o dönem kalabalık olunca Can'ın yeni bir ablanın geldiğini bile anlayabildiğinden emin değilim:) En büyük farklardan birisi, yeni bakıcısını abla gibi değil de arkadaşı gibi görüyor olması. Bunda her istediğinin yapılacağını farketmesinin etkisi büyük. Hani yeni başlayan yardımcınızı biraz gözlemleyip, bunu böyle yapma dersiniz ya, benim ilk söylediğim şey Can'ın her istediğini yapmamalısın demek oldu. Neyse Can alıştı ama biz hala alışma evresindeyiz.

Ayşe'nin gidişinden sonra asıl fark ise Can'ın sabah uykularını bırakması ve ne kadar yorgun olursa olsun yatmaya ikna edilememesi oldu. O kadar ki defalarca anneannesi Can'ı uyuturken yatakta uyuya kaldığı halde, bizim fişek hemen oradan kaçmış. Dolayısıyla akşamları oldukça yorgun olmaya başladı. Bu hafta Fatoş, Can'ın süt içerken uyuya kaldığını farkedince sabah sütünü öğlene kaydırmış. Bizimki içerken daha sütü bitiremeden uykuya dalıyormuş. Akşamları geldiğimizde Fatoş'un yüzündeki mutluluktan Can'ın uzun bir uyku çektiği anlaşılıyordu. Gündüz bu şekilde uyumasını istemediğim halde, akşamları yorgun ve huysuz hali yerine ancak uyuduğuna sevinebildim. Hani yanlış olduğunu bile bile bazı şeyleri yapmak istemesem de bu durum bir haftadır böyle.

Kısa süre sonra okulla ve yeni alışkanlıklarla değişmeye başlayacağını düşündüğüm için bebeklik sonrası 2,5 yaşına kadar Can'ın bir günlük rutinini not almak istedim:

6:30 -uyanma (annemin biraz daha geç yatırsanız önerilerine aldırmadan hala aynı saatte yatıyor. Bu arada sabahları biraz sarılmak ve oynamak için bize de vakit kalıyor.)
7:40- bakıcı ablanın gelişi sonrası 8-8:30 civarı kahvaltı
9:30- sabah sütü
10:00- Park (yaz boyunca apartmanın önündeki parka gitti.Havalar soğuyana kadar devam edecek gibi)
12:00 - 1,5 saat uyku. (Son 1,5 aydır uyumuyor gerçi. Daha az uyursa gerçekten çok huysuz olabiliyor)
13:30 - öğle yemeği
Öğleden sonra - Eğer dedeler gelirse sahile parka iniyorlar, gelmezlerse evde kitap, yapboz, araba, resim vs.
18:30- bakıcı abla gidiyor, anne/babayla eğlence başlıyor:)
19:30- süt ve sonrasında kitap saati
20:15- diş fırçalama, pijama ve tuvalet (evet son 1 aydır tuvalet!)
20:30- kalan sütü içme ve iyi geceler. "Anneee bitti" diyerek biberonu almam için beni çağırması ve uyuması. Son günlerde alternatif olarak Kaan'ın hayal gücünden çıkmış Sarman Kedi hikayelerini dinlemek istiyor: "Sarman Kedi kaçarken nasıl boyaları dökmüş anlat, Sarman Kedi annesine nasıl çiçek toplamış anlat...." gibi Can'ın da hayal gücünün eklendiği hikayeler

Bu 1,5 ayda Can bıcır bıcır konuşuyor, espri yapıyor, her şeyi çok güzel ifade ediyor. Bol bol şarkı söylüyoruz birlikte. Bak bir varmış, bir yokmuş eski günlerde..., Postacı, kalk artık sabah oldu... bu aralar en çok tekrarladıklarımızdan.

Bu arada da büyüdükçe Kaan'ın ve benim ne yapıp yapamayacağımızı deniyor, sınırlarını zorluyor adeta. Biz de Kaanla bol bol tutarsızlıklar yaşıyoruz. Birbirimizin yaptıklarına uyum sağlayamıyoruz. Bu ikilemlere biraz da gerginlik eklenince klasik anne-babalara dönüşüveriyoruz galiba.

Asıl büyük, en büyük haber aileye yeni bir üye eklenecek olması! Herkes çok sevindi ama henüz anlayamadık, ne biz, ne aileler. Arada nasıl yerleşsek, ne yapsak, Can'a nasıl söylesekleri düşünüyoruz. Elimizi ağırdan alsak da, günlük koşuşturmada bebek şekeri ve kıyafetlere bakmama engel değil tabi. Ama gün içinde iş-güç, akşam Canla ilgilenme isteği derken akşam da çabucak bitiyor. Bu arada günler geçiyor.